Polikistik Over Sendromu (PKOS)
Polikistik Over Sendromu (PKOS) | Dr. Ferda Ayhan Yalçın | Fonksiyonel Tıp

Polikistik Over Sendromunda İlk Terapötik Hedef İnsülin Dengesinin Yönetilmesidir:

 

Polikistik Over Sendromu (PKOS), kadınlarda en sık görülen endokrin bozukluktur. PKOS yumurtalıkta kistler, adet düzensizlikleri ve androjenlerin (erkek hormonları) yüksekliği ile tanı konulan bir durumdur. Bu durum, bir kadının sağlığı ve görünümü üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. 

 

PKOS'un çok sayıda semptomu vardır. Bunlar arasında kısırlık, düzensiz veya adet gecikmesi, yüksek erkek hormonları, aşırı saç büyümesi, erkek tipi kellik veya saç seyrelmesi ve düşük cinsel dürtü sayılabilir. Kilo alımı, kilo vermede zorluk, akne, anksiyete, depresyon ve yorgunluk PKOS'ta yaygındır.

 

PKOS gelişiminde en çok kronik inflamasyon ve insülin direnci suçlanır. Genetik faktörler, obezite, lipid anormallikleri, stres hormonlarındaki dengesizlikler PKOS ile bağlantılı diğer faktörlerdir.

 

PKOS sendromunun diyabet, kalp damar sistemi hastalıkları, kanserler gibi komplikasyonları olabilir. Özellikle erken tanı koyulduğunda komplikasyonları önlemek mümkündür, bu nedenle adet düzensizlikleri olan genç kadınların mutlaka bir kadın sağlığı uzmanıyla görüşmesi ve muayene olması gerekir. PKOS tek bir tablo değil, geniş bir spektrumda klinik görünümü olan bir durumdur. Her bir durumda da yaklaşım ve tedavi farklı olmalıdır. Çoğu zaman adetleri düzene sokmak için kullanılan doğum kontrol hapı şeklindeki tedaviler kesildiğinde, klinik geri gelebilmektedir. Bu nedenle bu durumu ortaya çıkaran olası faktörleri düzenlemek gerekir. Bu nedenle bu konu, fonksiyonel tıbbın ilgi alanına da girmektedir.

 

PKOS öncelikle anti-inflamatuar bir diyet tüketmek, insülin duyarlılığını tedavi etmek, fazla kiloları vermek, endokrin bozucu bileşiklerden kaçınmak, yüksek kortizol seviyelerini azaltmak gerekir. N-asetilsistein, resveratrol, omega-3 yağ asitleri, D vitamini ve inositol takviyesi yer alır.

 

 

PKOS patofizyolojisi:

 

1. İnsülin yüksekliği en önemli sebeptir

2. Yüksek insülin hipotalamustan LH ve FSH salınımında dengesizliğe sebep olur, normalde FSH LH’ın yaklaşık 2 katı yüksekliğinde olması gerekirken, LH daha fazla salınır ve bu da daha fazla androjen (erkek hormonu) salınımına sebep olur. Ovulasyon olmaz, bu nedenle ovulasyon sonrası progesteron sentezi gerçekleşmez ve östrojeni karşılayacak progesteron salgılanamaz, östrojen fazlalığı gelişir.

3. Yüksek insülin aynı zamanda SHBG (seks hormonu bağlayıcı globülin) sentezini bozar, bu da daha fazla serbest testosteronoluşumuna sebep olur. Bu durum PKOS’taki androjen fazlalığı yükünü arttırır.

4. Yüksek insülin, yumurtalıktaki enzimleri etkileyerek daha fazla androjen sentezine sebep olur. 

5. Artmış testosteron, SHBG düzeyinde daha fazla düşmeye sebep olur.

6. Artan testosteron, PKOS’un klasik androjenik bulgularını (kıllanma, saç dökülmesi, akne vb.) yaratırken, bir yandan da çevre, özellikle de yağ dokusunda doğla olarak testosterondan östrojene bir dönüşüm olduğundan, aynı zamanda östrojen fazlalığı da oluşur.

7. Deneysel örneklerde, androjenlerdeki artışın, kadınlarda insülin artışına da sebep olduğu gösterilmiştir.

 

Görüldüğü gibi ilk düzeltimesi gereken alan, insülin yüksekliğinin düzenlenmesidir. Bunun için öncelikle beslenmeye yönelmek gerekir, size önerilerim şunlar: 

1. Çözünür lifi artırın (ıslatılmış/filizlenmiş tahıllar, kabuklu yemişler, baklagiller gibi bitki bazlı gıdalarda)

2. Koyu yeşil yapraklı ve turpgiller gibi sebzeler, meyve ve düşük nişastalı sebzelerin alımını artırın

3. Karbonhidratları protein ve/veya yağ ile tüketin (yemek başına yaklaşık 25 g protein)

4. Dirençli nişasta ve fermente gıdaları tercih edin

5. Omega 3 yağ asidi kaynağı olan besinleri tüketin 

6. Yapay tatlandırıcılardan kaçının

7. Yeterli hidrasyon sağlayın (vücudunuzda daha az su, daha yüksek kan şekeri konsantrasyonu anlamına gelir)

8. Çevrenizin farkında olun: Stres kan şekerini/insülin/leptini artırır (tokluk hissini azaltır)